2 Ekim , 2020admin
Tövbemizin ve ibadetlerimizin kabul edildiğini bilmek bizi amelde riyaya ve ucba, yani amelimize güvenmeye götürür. Oysa amele güvenmek tehlikelidir. Amele güvenemeyiz. Biz yalnızca Allah’ın ﷻ rahmetine, lütfuna ve merhametine güveniriz. Ölünceye kadar tövbe etmek ve tövbemizi bozmadan Allah’a ﷻ itaat ederek haramlardan uzak durmaya çalışmakla yükümlüyüz. Biz yükümlülüğümüzü Allah’ın ﷻ bize yardımıyla yerine getirmeye çalışırız. Allah’ın ﷻ rahmetini umarız. O’ndan ﷻ merhamet dileriz.
Tevbe için en önemli ve olmazsa olmaz adım, niyettir, kararlılıktır, pişmanlıktır, affedilmeyi cidden ummak ve istemektir, Allah’ın ﷻ rızasına talip olmaktır, bu amaca ulaşmak için harekete geçmektir, yöneliştir, Allah’a ﷻ müteveccih olmaktır.
Çoğu insanın günah için hazır bir çevresi vardır. İnsan tek başına günahlarından ne kadar da pişmanlık duysa, bu çevreyi aşmadıkça pişmanlığını tövbeye ve istiğfara dönüştüremez. Bu açıdan, Allah’tan ﷻ günahlarının bağışlanmasını ve tövbesinin kabulünü isteyen insan, kendisini günaha sürükleyen bir çevresi varsa orayı terk etmelidir.
Tevbe için bir diğer önemli olan bir adım da; tövbesi kabul olmuş ve amel-i salihte yoğunlaşmış bir “topluluk” içerisine dâhil olmak; bu toplulukla beraber ibadet ve itaatte bulunmak ve bu “cemaati” terk etmemek; eski çevreye de asla dönmemektir. [ Zeytinburnu adak kurban ]
Bizim, dünyanın kirinden, günahından, ufunetinden, haramından ve bomboş işlerinden kendimizi çekip alarak; Allah’ın ﷻ adının anıldığı, tefekkür halinin yaşandığı, kalp ve aklımızın arındığı derslere “yönelişimiz” Allah ﷻ katında çok makbule geçen bir harekettir. Bu çerçevede, bizi günaha çeken çevreyi bırakıp; bizi ibadet ve itaate yönlendiren camia ile birlikteliğimize hız vermek gerçekten kalpten edilen tevbe için önemli bir adım teşkil etmektedir. Kötü alışkanlıklarımızı bırakma kudretini de yine, bu takva sahibi toplulukla birlikteliğimizde bulabiliriz. Allah tevbe edenlerin ve etmeye niyetlenenlerin yardımcısı olsun..