2 Temmuz , 2019admin
Yolcu kurban kesmekle mükellef değildir. Fakat kesmesi hâlinde sevabını alır. Kişi, kurbanını ikamet ettiği yerde kesebileceği gibi, bayram dolayısıyla veya başka bir nedenle gitmiş olduğu yerde de kesebilir.
Seferî olması, kurban kesmesine ve kestiği kurbanın kabul olmasına mani değildir. Seferî iken kurban kesenler; bayram günleri içinde esas evlerine dönerlerse yeniden kurban kesmeleri gerekmez.
Kurban bayramının başında mukim iken kurban kesmeden bayram günlerinde yola çıkana da kurban vacip olmaz. Ancak yolcu hâlinde iken kurban kesmeyip de bayram günlerinde ikamet ettikleri yere dönerlerse kurban kesmeleri gerekir. Başta Şâfiî mezhebi olmak üzere kurbanın sünnet olduğu görüşünde olanlara göre seferîlik durumunda da aynı kural geçerlidir.
İslam dininde aile bireyleri arasında da olsa mülkiyetin şahsiliği ve dolayısıyla mal ayrılığı esası vardır. Bir aile içinde karı, koca ve çocuklardan her birinin malı ayrı ayrı belirlenmişse kendilerine aittir.
Bu itibarla aile fertlerinden karı, koca ve yetişkin çocuklardan kimin borcu ve temel ihtiyaçları dışında 80.18 gram altını ya da bunun değerinde parası veya malı varsa o kimse zengin sayılır. Bu şartlara göre aile fertlerinden dinen zengin sayılan her biri, fıtır sadakası vermekle mükellef olduğu gibi kurban kesmekle de yükümlüdür.
Şâfiî mezhebine göre ise aile için bir kurban kesmek sünnet-i kifâyedir. Dolayısıyla aileden birisinin kurban kesmesi ile hepsi için sünnet yerine gelmiş olur.