11 Kasım , 2020admin
Kurban ve Önemi
Kurban terim olarak bizim dilimize Arapça’dan gelmiştir. Arap dilinde “Udhiye” kelimesiyle tabir edilir. Kurban “yaklaşmak” ve isim olarak “kendisiyle yaklaşılan şey” anlamına gelir. Sözlük anlamı ise: Allahü Teâlâ’ya ﷻ yaklaşmak için kurban niyetiyle belirli vakitte kesilen belirli özellikteki hayvanın adıdır.
Kurban da aynı zekât gibi hicretin ikinci yılında emredilmiştir. Kurban hakkında Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulmuştur: “Rabbin için namaz kıl ve kurban kes.” Müfessirlerin bazılarının görüşüne göre buradaki “namaz” bayram namazı, “kesmek”ten kasıt ise kurban bayramı günlerinde kesilen kurbanlardır. Kurban kesmenin ve kurban bayramında bayram namazı kılmanın vacip olduğuna bu ayet delil gösterilmiştir. Ayrıca Sevgili Peygamberimiz ﷺ de kurban kesmiş ve kurban kesmeyi öğütlemiştir.
Kurban’ın Kısa Bir Tarihçesi
Bilindiği gibi kurban olayı Hz. İbrahim ve oğlu İsmail ile başlar İbrahim (a.s) hanımı Hz. Hacer ve oğlu İsmail’i Mekke’ye yerleştirmişti. İbrahim (a.s) Şam’daki evinde uyurken rüyasında oğlu İsmail (as.)’i kurban ettiğini görmüştü. İbrahim (a.s) bunun üzerine hemen Mekke’ye gitti ve İsmail’i annesinin yanında buldu. İsmail (as.)’a: “Oğlum! bir ip ve büyük bir bıçak al. Sonra şu vadiye gidelim de ev halkına odun toplayalım” dedi. Rabbinin ﷻ kendisine rüyasından emretiği şeyden bahsetmedi. [ Şirinevler adak kuban ]
Baba oğul Şi’b Vadisi’ne doğru yöneldikleri zaman, şeytan bir insan kılığında görünüp, Allah’ın ﷻ emrini yerine getirmekten vazgeçirmek için İbrahim (a.s)’in önüne geçti. Onu kandıramadı. İbrahim (a.s) onu kovdu. Aynı şekilde İsmail ve Hacer (as.)’e de müdahale etmek istediyse de başaramadı. Hepsi de Allah’ın ﷻ buyruğunu dinlemek ve ona boyun eğmekte birleşti. İbrahim (a.s) vadide oğlu İsmail ile başbaşa kalınca ona: “Oğulcuğum, ben seni rüyamda boğazlıyor gördüm!” diyerek, kendisine emrolunanı haber verdi.İsmail (a.s): “Babacığım sana emrolunanı yap” dedi. Sonra da “Babacığım! beni kurban etmek istediğin zaman, beni iple sıkıca bağla ki benden sana karşı, bir şey isabet edip de ecrim eksilmesin. Hem seni beni boğazlamak için yatıracağın zaman, yüzü koyun yatır, alnımı yere getir. Çünkü yüzüme bakınca kalbin incelir ve bu durumun Allah’ın ﷻ sana emrettiği şeyi yerine getirmene engel olabileceğinden korkarım!” dedi. İbrahim (a.s) “Oğulcağızım! Sen bana Allah’ın ﷻ emrettiği şey hakkında ne güzel yardımda bulundur.” dedi ve onu, istediği gibi sıkıca bağladı. İbrahim (a.s) bıçağı, İsmail (a.s)’in boğazına bastırınca sanki bıçak bakır bir levha ile karşılaşmış gibi boğazını kesmedi, İbrahim (a,s) bıçağı iki-üç defa biledi. Fakat muvaffak olamadı. O sırada yüce Allah ﷻ tarafından: “Ey İbrahim! rüyana sadakat gösterdin, işte sana oğlunun yerine boğazlayacağın kurbanlık, onu boğazla!” buyuruldu.
Bu konu Kur’an-ı Kerim’de net bir şekilde anlatılmıştır. İşte İsmail (a.s)’in kurban edilmesinin kısa tarihçesi budur.