26 Ekim , 2020admin
MEVLİD KANDİLİ ÖNEMİ NEDİR?
Bu gece, Allah’ın ﷻ âlemlere rahmet olarak gönderdiği Peygamber Efendimiz Muhammed Mustafa’nın ﷺ bir kez daha mevlidi şerifini idrak edeceğiz. Kandiller; ışıklarıyla sadece karanlık gecelerimizi değil, aynı zamanda manevî feyziyle de daralan gönüllerimizi aydınlatan, zihinlerimizi berraklaştıran gecelerdir.
Kandiller; öze dönüşün, Yüce Allah’a ﷻ yürekten yakarış ve yönelişin, günahlarla kirlenmeye yüz tutmuş gönüllerimizi pirüpak yapmanın, fani olanla baki olanı ayırt etmenin, kalp gözümüzü açıp gönül dünyamızı tertemiz yapmanın fırsatı olan, nefsin yanlış olan arzu ve isteklerinden uzaklaşmanın fırsatlarını sunan kutlu zaman dilimleridir.
İşte Mevlid Kandili de insanı insan yapan bütün güzelliklerin odaklandığı bir şahsiyet olan rahmet elçisi Hz. Peygamberin ﷺ doğum gününü kutladığımız, onun ferdi ve külli hayatımızı aydınlatan insanlık ve merhametini, insaf ve adaletini, sabır ve metanetini, kerem ve cömertliğini, kısaca bizlere sunduğu değerleri anlayıp hayatımızı onun yüce ahlâkıyla güzelleştireceğimiz bir yenilenme mevsimidir.
Mevlid Kandili’nde yapılması tavsiye edilen dua ve ibadetler şöyle sıralanabilir; [ Gültepe adak kurban ]
1. GÜNDÜZÜNDE ORUÇ TUTMAK
Mevlit Kandili'nde oruç tutulur mu, tutulmaz mı hep merak edilir, bununla ilgili birkaç görüş vardır. Şöyle açıklanabilir;
Birinci Görüş:
Resûlullah Efendimiz ﷺ doğduğum gün oruç tutarım buyuruyor, Peygamberimiz ﷺ tuttuğuna göre, Cenâb-ı Hakk’a ﷻ şükür vesilesi olarak tutmakta ecir var, müstehabdır.
Resûlullah’a ﷺ pazartesi günü oruç tutmanın fazileti soruldu. O da şöyle buyurdu: “O gün, benim doğduğum, peygamber olduğum (veya bana vahiy geldiği) gündür.” (Müslim, Siyam 197, 198)
Bu hadisten yola çıkarak büyükler Resûlullah Efendimiz'in ﷺ doğduğu gün oruç tutmanın güzel olacağını belirtmişlerdir.
İkinci Görüş:
Efendimiz’in ﷺ cihânı teşrifi bir bayram, yani bir sevinç günü telâkkî edilir. Bunun için nasıl bayramda oruç tutulmazsa, Mevlid Kandili günü de oruç tutulmasa câizdir. Bunun için hayır-hasenatta bulunur. Efendimiz’in ﷺ ümmeti olmanın mutluluğuyla fakir-fukarâyı sevindirir, Kur’ân-ı Kerîm’ler okur, bu günü öyle bir bayram sevinci içinde geçirirse, bu da çok güzel buyruluyor.
Yani, tutulsa da müstehabdır, tutulmasa da müstehabdır. Fakat ikisi de Cenâb-ı Hakk’a bir şükür sebebi olarak olacak. Bir sevinç alâmetleri olması lâzım. Her ikisini de yaparken Allah ﷻ rızası için niyetlenildiğinde ibadet sevabı almış olur.