Kanaat eden kişi demek istiyor ki: Bunu veren Allah’tır ﷻ ;  şükürler olsun!

Yani esnafın parasını kasasına koyarken söylediği “bereket versin” ve karşılığında ki “bereketini gör” duâsı tam bir kanaat ve tevhid ifadesidir. Verenin Allah ﷻ olduğunu iman ve ikrar ediyor. Saydığı bu paranın, kendisi için ayrılmış o anki kısmeti olduğunu biliyor. [ Gaziosmanpaşa adak kurban ]

Nitekim Kur’ân, “Allah’ın sana verdiği şeylerde ahiret yurdunu ara. Dünyadan da nasibini unutma. Allah’ın sana iyilik yaptığı gibi sen de iyilik yap” buyuruyor.

Böyle bir kanaatle insan, ilk plânda sevabın yanında  (tabir caizse) hediye olarak şunları kazanmış olur:

1- Tevhid inancını amelî kılmış, yaşamıştır.

2- Şirk koşmamıştır.

3- Allah’a ﷻ şükretmiştir. Çünkü Bediüzzaman’ın dediği gibi , kanaat şükrün ölçüsüdür, tezahürüdür.

4- Çalışma isteği kırılmamış, artmıştır.

5- Tükenmez bir hazine bulmuştur. Nitekim Peygamber Efendimiz ﷺ: “Kanaat tükenmez bir hazinedir” buyuruyor.

6- Kazancı ve kanaati ona huzur vermiştir.

7- Daha çok kazanmak için bu günden adım atmıştır.

Bediüzzaman diyor ki: “Eğer malı çok seversen, hırsla değil, belki kanaatle malı talep et, tâ çok gelsin.”

“Zenginlik mal zenginliği değil, kalp zenginliğidir. Allah ﷻ , bir kulu için hayır arzu ettiğinde onun gönlünü zengin eder ve kalbine kanaat verir. Şer murad ettiğinde onun ihtiyacını iki gözü arasına koyar.” 

“Ne mutlu o kimseye ki, İslâmiyet’e erişti, rızkı kâfi miktarda oldu ve rızkına da kanaat etti.” 

Allah ﷻ buyurdu ki: “Kaderime inanan, takdirime razı olan, verdiğim rızka kanaat eden, Benim için hevasını terk eden genç, Benim indimde bazı meleklerim gibidir.”