12 Nisan , 2019admin
Her yönüyle insanların en üstünü olan Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâm, gençliğinde Mekkeliler arasında, diğerlerinden çok ayrı olarak, fazlaca sevilmiştir. Güzel ahlâkı, insanlara görülmemiş bir şekilde iyi davranması, sâkinliği, yumuşaklığı ve diğer üstün halleri, insanlar arasında mükemmel farklılığı ile herkes O’na hayran kalmıştır. Mekkeliler, O’nda gördükleri şaşılacak derecedeki doğru sözlülük ve güvenilirlikten dolayı da O’na El-Emîn (her zaman kendisine güvenilen) dediler ve gençliğinde bu isimle meşhur oldu.
Peygamberimizin gençliği zamanında, Araplar yoğun bir câhiliyye zamanı yaşamakta olup, aralarında puta tapmak, içki, kumar, zina, fâiz ve daha birçok çirkin iş yayılmıştı. Muhammed aleyhisselâm onların bu kötü ve çirkin hallerinden son derece nefret eder, her yaptıkları kötülüklerinden her zaman uzak dururdu. Bütün Mekke halkı O’nun bu hâlini bilirler ve hayretle karşılıyorlardı. Daha çocukluk döneminde O’nunla birlikte Kâbe’yi tavâf eden dedesi Abdülmuttalib ve amcası Ebû Tâlib, O’nun putlardan nefret ettiğini iyi bildikleri için tavâf esnasında O’nu Kâbe’nin etrafında ki putlara yaklaştırmazlar ve kötü fiillerin yapıldığı mahallelerden uzak tutarlardı. Nitekim amcası Ebû Tâlib ile ticâret için Şam’a gitmek üzere yola çıkıp Busra denilen yerde konakladıklarında, kendisinde peygamberlik alâmetleri görerek Lât ve Uzzâ putları adına yemin verip, bâzı şeyler soran râhip Bahîra’ya; “Bana Lât ve Uzzâ adına yemin vererek bir şey sorma! Vallahi, ben, o putlardan duyduğum nefreti hiçbir şeyden duymam.” demiştir. Putlardan şiddetle nefret ettiği için katiyyen yanlarına yaklaşmazdı.
Çocukluk ve gençlik zamanında kendine âit koyunları güder geçimini böyle sağlardı. Bir taraftan da çok bozulmuş olan cemiyetten bu sebeple uzak durmuş olurdu. Bir keresinde Eshâb-ı kirâma; “Koyun gütmeyen hiçbir peygamber yoktur.” buyurmuştur. “Yâ Resûlallah, sen de güttün mü?” denince; “Evet ben de güttüm.” buyurdu.