20 Ağustos , 2020admin
Peygamberimiz Muhammed ﷺ sekiz yaşına gelinceye kadar da dedesi Abdulmuttalip’in (a.s.) yanında büyüdü. Dedesi Abdülmuttalib (a.s.) Mekke’de sevilen ve çeşitli işlerle uğraşan bir insan olup, heybetli, sabırlı, ahlâkı dürüst, mert ve cömertti. Fakirleri doyurur, hattâ aç, susuz kalan hayvanlara bile su ve yiyecek verip onları da doyururdu. Allah’a ﷻ ve âhiret gününe inanan, kötülüklerden kendisini alıkoyan, câhiliyye devrinin kötü âdet ve geleneklerinden uzak duran bir kişiydi.
Mekke’de zulme, haksızlığa engel olur, oraya gelen misâfirleri güzel ağırlardı. Ramazan ayında Hira Dağında inzivâya çekilmeyi gelenek haline getirmişti. Çocukları seven ve merhamet sahibi olan Abdülmuttalib, Muhammed ﷺ ‘i bağrına basıp gece gündüz yanında olmasını isterdi. O’na ﷺ büyük bir sevgi ve şefkat, merhamet gösterirdi. Kâbe’nin gölgesinde kendisine mahsus olan minderinde O’nunla ﷺ beraber oturur, engel olmak isteyenlere; “Bırakın oğlumu, O’nun ﷺ şânı yücedir!” derdi.
Sevgili Peygamberimizin ﷺ dadısı Ümmü Eymen’e, O’na iyi bakmasını önemle tembih eder; “Oğluma iyi bak! Ehl-i kitab, benim oğlum hakkında, bu ümmetin peygamberi olacak, diyorlar.” derdi. Ümmü Eymen demiştir ki: “O’nun ﷺ çocukluğunda açlıktan ve susuzluktan şikâyet ettiğini görmedim. Sabahleyin bir yudum zemzem içerdi. Kendisine yemek yedirmek istediğimizde; “İstemem, tokum.” derdi. “Abdülmuttalib uyurken ve odasında yalnızken, O’ndan ﷺ başkasının yanına girmesine müsâade etmezdi. O’nu dâimâ öper, okşar, sözlerinden ve hareketlerinden son derece mutlu olurdu. Sofrada onu yanına alıp, dizine oturtur; yemeğin en iyisini, en güzelini ve en lezzetlisini O’na ﷺ yedirir ve O ﷺ gelmeden sofraya oturmazdı.
O’nun ﷺ hakkında nice rüyâlar görüp epeyce bir olaya şâhit oldu. Bir keresinde, Mekke’de kuraklık ve kıtlık olmuştu. Abdülmuttalib, gördüğü bir rüyâ üzerine Muhammed ﷺ ‘in elinden tutup Ebû Kubeys Dağına çıktı ve; “Allah’ım, bu çocuk hakkı için, bizi bereketli bir yağmur ile sevindir.” diyerek duâ etti. Duâsı kabul olundu ve oldukça bol yağmur yağdı. O zamanki şâirler bu olayı şiirler yazarak gündeme taşımışlardı.
Abdülmuttalib vefâtı yaklaşınca oğullarını yanına toplayıp Sevgili Peygamberimize; “Yavrum, bu amcalarından hangisinin yanında kalmak istersin” diye sordu, Resûl-i ekrem efendimiz koşup amcası Ebû Tâlib’in kucağına sarıldı. Onun yanında kalmak istediğini söyledi. Abdülmuttalib de O’nu ﷺ oğlu Ebû Talib’e emanet etti ve O’na ﷺ iyi bakmasını şiddetle vasiyet etti. Bu olaydan sonra çok sürmeden vefât etti... [ Fatih adak kurban ]