4 Kasım , 2020admin
Çoban, geleceği olmayan bir meslek değil
Hayvancılık sadece çobanlar ve sürüdeki hayvanlardan ibaret değildi. Şehirdeki sıkışık binalar ve ormanların şehirden uzaklaştırılması en fazla çobanların dikkatini çekiyor. “Çobanların gözünden şehir nasıldır?” sorusuna bir çobanın verdiği cevap bakışını bize gösteriyor. “Sabah kalkıp baktığımda farklı ülkelerden göç edip ülkemize gelmiş, kaldırımlarda yatan insanları gördüm. Çobanları olmadığı için kurban bulup kesemediklerini düşündüm. Bir beldede kurban kesimi azalırsa orada felaketler artar. Onlara bakarak biz neyin peşindeyiz, nereye gidiyoruz diye düşünmek lazım.” Çoban sadece keçi koyun gütmüyor, hayvan yetiştirmiyordu. Elinde değneği, sırtında kepeneği, kıl çadırıyla, belinde yemek bohçası, önünde keçisi ve koyunu ile en önemlisi ayağı toprağa değen mütevazı bir hayat tarzını gözler önüne seriyordu. Devamlı göç etmekle dünyanın geçiciliğini bu halleriyle belki de en iyi onlar anlatıyorlar. En azından soğuk ve sert bir kış gecesinde, ateş kenarında yastığa baş koyduğunda sürünün halini düşünen mesuliyet hissini her an omuzlarında hissedendi. Çobanlık göçüp giden, geleceği olmayan bir meslek değil, bir hayat tarzıydı. Çünkü onlar stres kelimesinden gayet uzakta yaşıyorlar.
Halk arasında “İnsanlarla uğraşmak zordur.” ifadesi yaygın hale gelmiştir. Diğer taraftan bunun bir gerçek olduğu da bir gerçektir. Çünkü her bir şahıs ayrı bir dünya manasına gelir. Her bir dünyayı keşfetmek ve ilgilenmek ise başlı başına beceri ve sabır ister.
Bu zor işin en katmerli zor olanlarından biri de ‘peygamberlik’tir. Dikkatimizi çeken bir konuda ; peygamberlerin bu vazifenin başına geçmeden önce her birinin çobanlık mesleği ile eğitime tabi tutulmasıdır. [ Bahçelievler adak kurban ]
“Niçin çobanlık?” sorusuna verilen cevaplar ise şunlardır:
Bilindiği gibi hayvanları otlatma esnasında hem onları dağıtmamanız gerekir hem de zararlardan uzak tutmanız. Zararlardan kastımız ise hem kendilerine hem de başkasına zararının dokunmamasıdır. Ancak gün olur ki, başkalarına zararı dokunabilir ve sizi sorumluluk altında bırakabilir. Bazen de doğum, hastalık vs. durumlarla size çok fazla meşakkat verebilir. Bütün bunlar ise sabır ve şefkatle muamele etmeyi zorunlu kılar. İnsanla her ciheti ile eş değer olmayan hayvanlarla yeri geldiğinde empati halinde olarak onların ihtiyaçlarının giderilmesi, bazen şefkatle sevilmesi, hatta yeri geldiğinde hayvanın ne yapacağını, nereye gidebileceğinin dahi önden bilinmesi bu mesleğin diğer yönleri arasındadır. Bununla birlikte yalnız kalarak dağlarda ve ovalarda tefekküre imkân olması, böylesi zamanlarda nefsi muhasebelerin yapılması da ayrıca bir imkândır.