4 Ekim , 2020admin
MÜLKÜN MALİKİ O’DUR
Cenâb-ı Allah ﷻ bütün kâinatın Mâlik’idir. Her şeye hükmü geçen, her şeyi îcâd eden, her şey Kendisinin olan, her mülkün tek ve gerçek Sahibi Cenâb-ı Hak’tır ﷻ .
Kâinat mülkünün Sahibi ve Malik’i olan Allah ﷻ , kâinat üzerinde tek gerçek tasarruf Sahibidir. İnsanlara emir ve nehy gönderen O’dur ﷻ . Her şeyin Sahibi ve Rabb’i, her şeye “Ol” emriyle hükmeden, kâinâtın hükümranlığı kendisinde bulunan, dünyada insanlara mülk veren, âhirette ise tek hüküm ve emir Sahibi olan Cenâb-ı Hak’tır ﷻ . Her şeyin mülkiyeti Allah’a ﷻ aittir. Resûlullah’ın ﷺ haber verdiği “Mâlik” ismi Kur’ân’da da geçer. Bir âyette: “O Rahmân ve Rahîm’dir. Cezâ gününün Mâlik’idir.” buyurulmakta, bir diğer âyette de; “De ki: Allahım! Mülkün Mâlik’isin, Dilediğine mülkü verirsin, dilediğinden de çekip alırsın.” buyurulmaktadır.
ALLAH’IN ﷻ MÜLKÜNDE İSYAN BAHTSIZLIKTIR
Şu kâinât sahibinin sonsuz bir rahmetle Rubûbiyet ettiğini kaydeden Bedîüzzaman, Mâlik’ül-Mülk-ü Zülcelâl’in geniş bir merhamet eseri olan bu fânî memleketinin, ebedî âlemde ebedî mülklere, dâimî meskenlere, temelli kalıcı sakinlere, bâkî makamlara ve mukîm mahlûklara işâret ettiğini, bu işâretin şu âlemde görünen merhamet, hikmet, inâyet ve adâlet hakîkatlarından anlaşılacağını beyan eder. Saîd Nursî, Mâlik-i Zülcelâl’in memleketi içinde isyan ve küfrün ne kadar acı ve vahim olduğunu; zîra kâinâtta çok büyük ve azametli varlıklara ve dev kürelere sözü ve emri geçen Kudret-i Ezeliyeye, insanların ve cinlerin isyanlarının ve küfürlerinin hiçbir etki etmeyeceğini; gurur ve temerrüdün ise, en büyük kötülüğü kendi sahibine getireceğini belirtir.
İNSAN KENDİNE MALİK DEĞİLDİR
Bedîüzzaman’a göre, fânî dünyanın insanı müteessir etmesinin sebebi, insanın, mülkün Sahibinden ve Mâlik’inden gaflet etmesidir. Mülk; Kadîr olan, Rahîm olan, Mâlik olan Allah’ındır ﷻ . Mâlik-i Hakîkî’den gaflet edilmemelidir. İnsan Allah’ın ﷻ hem mülküdür, hem de mülkü üzerinde Allah’ın ﷻ emriyle tasarruf eden memlûküdür. İnsan kendini kendine mâlik saymamalıdır. Çünkü insan kendini idâre etmekten âcizdir. O yük ağırdır. Mülkü Sahibine teslim edip Allah’ın ﷻ kudretine istinad eden ve rahmeti ittiham etmeyen insan keder çekmez, keyfine bakar, zahmeti atar, safâyı bulur. [ Atışalanı adak kurban ]
Çünkü ferşten arşa, serâdan Süreyyâ’ya, zerrelerden yıldızlara, ezelden ebede kadar her bir mevcut, semâvât ve arz, dünyâ ve âhiret, her şey Allah’ın mülküdür. Mâlikiyet mertebesi Tevhid-i azam sûretinde O’nundur. Mâlikimiz Allah’tır. Çünkü biz memlûküz. Bizim üzerimizde tasarruf eden bizden başkasıdır. Cenâb-ı Hak ﷻ , Mâlik unvanıyla bütün kâinâtın Rabb’idir, sahibidir.