Bayramda Allah ﷻ için boğazlanan bir hayvan Allah’ın ﷻ emri olduğu için kurban edilmektedir. Bir hayvan için, Allah’ın ﷻ emri için kurban olarak kesilmek ile bir kasabın bıçağı altında mezbahada et ve ticâret için kesilmek arasında muhakkak ki âhiret hayatı açısından büyük bir derece farkı olacaktır. İşte, Kurban bayramında bir ibâdet coşkusuyla Allah ﷻ için kesilen hayvanlar âhiretteki bu yüksek dereceye ulaşmakta, mânen şehâdet mertebesini kazanmakta, Sırat köprüsü üstünden sahibiyle birlikte Allah’ın ﷻ inayetiyle hızla geçerek cismânî Cennet hayatına ulaşmaktadır. Bu, elbette fânî bir hayvan ve âciz bir insan için büyük bir ödüldür.

Demek, Allah’ın ﷻ emrine teslim olarak amel eden, Allah’ın ﷻ izniyle, ne bu dünyada, ne öbür dünyada zâyi etmemiştir, zâyi olmamıştır, ziyâna ve hüsrâna uğramayacaktır, kaybetmemiştir, kaybetmeyecektir, kaybedenlerden olmayacaktır.

Kurban kesmek bir ibadettir. Neden kurban kestiğimiz veya neden ibadet yaptığımız sorusuna verilecek en uygun cevap hiç şüphesiz Allah’ın ﷻ emrine uyma  zorunluluğu olacaktır. Kurban kesiyoruz; çünkü Allah’ın ﷻ emri vardır.

Kurbanın hikmet ve maslahat yönü ise saymakla bitmez. Hepsinden önce, mânevî bir uyandırma yaşayarak günahlarımızdan temizleniyoruz. Aslında dinimiz her bir ibadet emriyle bize ayrı ayrı hikmetler yaşatıyor. Allah’ın ﷻ emirlerini yerine getirdikçe farklı duygular, farklı heyecanlar, farklı haller, farklı tavırlar bizi kuşatıyor. Her bir emir bizi bir farklı anlamlar ile yüklüyor. Her bir ibadet bizi farklı faydalı prensipler ile düzene getiriyor. Her bir teklif bizi insâniyet-i kübrâ makamına bir adım daha yaklaştırıyor. Her bir kural bizi âlâ-yı illiyyîne, Allah ﷻ katında makamların en yükseğine doğru kuvvetle yol aldırıyor. [ Yenikapı adak kurban ]

Meselâ, namazla Allah’a ﷻ secde ederiz, Allah’a ﷻ duâ ve niyazda bulunuruz. Allah’a ﷻ kendimizi doğrudan muhatap haline geçeriz. Bir secde uyandırılışı ile Allah’a ﷻ kulluğumuzu anlarız ve kavrarız. Namaz ile Allah’ın ﷻ Hayy, Kayyum, Cemâl, Mücîb, Nur, Raca, Kâmil, Rahman, Rahîm, Karîb, Melik, Hâlık, Rab, Gaffar, Tevvâb, Afüvv, Hak, Beşir, Râdî, Fettâh, Hamîd, Şekûr, Habib, Azim, Şehîd, Semi’, Mevlâ, Zâkir, Raşîd, Latîf, Mâbud isimleri ile Allah’a ﷻ yaklaşmış, bu isimlere gönül vererek Allah’ın ﷻ rızâsına ulaşmış oluruz.