Sarıyer Adak Kurban : Dinler Ve Kurban

22 Ekim , 2020admin
Sarıyer Adak Kurban : Dinler Ve Kurban

İncil’deki, “Îsâ’nın kanı birçoklarının günahının bağışlanması için döküldü”, “İnsanoğlu kendisine hizmet edilmeye değil, ancak hizmet etmeye ve bir çokları için canını fidye olarak vermeye geldi” ve Pavlus’un mektuplarındaki “günah için bir kurban” ve “Tanrı’ya kurban” şeklindeki ifadeleri, Hz. Îsâ’yı insanlığı aslî günahtan kurtaran bir kurban olarak gören inanışa göre esas teşkil etmiştir. Böylece hıristiyanların ilâhiyatında Îsâ’nın haç üzerindeki ölümünün tek başına yeterli ve diğer kurban sunma fiillerini faydasız kılan biricik kurban olduğu inancı kabul edilmiştir, Îsâ, kendisi ilk ve son kurban olarak Ahd-i Atîk’in kurban sistemini iptal etmiştir.

İSLAMDA KURBAN 


Önceki din ve kültürlerde farklı çeşit ve amaçlarla da olsa varlığını sürdüren ve Câhiliye toplumunun dinî hayatında önemli bir yer edinmiş olan kurban geleneği İslâm dininde cinayet, şirk, israf, hayvana eziyet ve çevre kirliliği gibi olumsuz sebeplerden sıyrılarak taabbüdî, malî ve sosyal nitelikleri bir arada bulunduran bir ibadet şeklini almıştır.

İslâm öncesindeki Arap toplumunda çocukların, köle ve esirlerin putlara kurban edilmesi âdetinin az da olsa kalıntılarına rastlanmakla birlikte en yaygın olan, putlara hayvanların kurban olarak adanması şeklindeydi. Câhiliye zamanındaki Araplar, belli zamanlarda veya önemli kabul ettikleri olaylar dolayısıyla gerek Kâbe’deki gerekse Mekke’nin diğer bölgelerinde ve Mekke dışındaki putlarının yanında mâbede olan saygılarını, putlara olan bağlılıklarını göstermek, onlara yakınlaşmak niyetiyle deve, sığır, koyun, ceylan gibi hayvanları keserek kanını onların üzerine döker, kurbanı parçalayıp bu dikili taştan putların üzerine bırakıp , böylece yırtıcı hayvanların ve kuşların yemesini sağlarlardı. Fayda sağlayacağı düşüncesiyle ölen kimsenin mezarının baş ucunda veya cinlerden korunmak niyetiyle kurban kesildiği, ayrıca yeni doğan çocuk için akîka kurbanı kesilerek ziyafet verildiği, bereket getireceği beklentisiyle deve veya koyunun ilk doğan yavrusunun (fera‘, fer‘a), receb ayının ilk on gününde “atîre” denilen koyunun putlar için kurban edildiği bilinmektedir. [ Sarıyer adak kurban ]

İslâm döneminde Câhiliye Arapları’nın kurban âdeti tevhid inancına aykırı öğelerden temizlenerek Hz. İbrâhim’in sünnetine uygun biçimde yerine getirilmiş ve sosyal işlevler de yüklenerek genişletilmiştir. Putlar için hayvan kurban etme şirk olurken, bu şekilde kesilen hayvanlar da murdar sayılır. Akîka kurbanı âdeti ana hatlarıyla İslâm döneminde korunmuş, son iki çeşit kesilen kurban ise Allah ﷻ adına olması şartıyla İslâm’ın ilk dönemlerinde câiz görülmüşken daha sonra “İslâm’da ne fera‘ ne de atîre vardır” hadisiyle yasaklanmıştır.