Hicretin üçüncü yılında

26 Nisan , 2019admin
Hicretin üçüncü yılında

Hicretin üçüncü yılında Sevik Savaşı, Necd savaşı, Zeyd bin Hârise Seriyyesi, Muhammed bin Mesleme Seriyyesi yapıldı. Peygamberimiz kızı Ümmü Gülsüm’ü, hazret-i Osman ile evlendirdi. Hazret-i Ömer’in kızı Hafsa’yı kendi nikâhlarına aldılar. Hazret-i Ali’nin oğlu, hazret-i Hasan dünyâya geldi. Şevval ayında Uhud Savaşı yapıldı. Bedir Savaşında yenilen müşrikler, bir yıl sonra da 3000 kişilik bir kuvvetle Medîne üzerine saldırdılar. Peygamberimiz müşriklerin bu saldırısına karşı 1000 kişilik bir ordu ile düşmanı Uhud Dağında karşıladı. Bir müdâfaa karşılaşması olan Uhud Savaşında, Sevgili Peygamberimizin mübârek dişi kırıldı, mübârek yüzü kanadı ve mübârek dudağı yaralandı. Hazret-i Hamza şehit edildi. Bundan başka Muhâcir ve Ensar’dan yetmiş sahâbi şehit mertebesine erişti.[ avcılar adak kurban ]

Uhud Savaşından sonra hicretin dördüncü yılında Benî Nâdir Gazâsı yapıldı. Daha önceden Peygamber efendimizle antlaşma yapan Yahûdî kabîlelerinden bir tanesi olan Benî Nâdir, Uhud Savaşından sonra sevgili Peygamberimize sûikast yapmaya kalkışarak antlaşmayı çiğnediler. Münâfıkların kendilerini destekleyeceklerini söylemeleri üzerine de anlaşmayı yenilemekten yana olmadılar. Bu nedenle yapılan savaşta Benî Nâdir kabîlesi Medîne’den gönderildi. Böylece Müslümanların Medîne’deki halleri biraz daha güçlendi.

Medîne çevresinde bulunan iki kabîle Peygamber efendimize elçi göndererek kendilerine İslâmiyeti öğretmek üzere muallim (öğretmen) bir kişi istediler. Bu istek üzerine Ashâb-ı kirâmdan on kişi gönderildi. Recî’ denilen yere vardıklarında 200 kişilik bir düşman saldırısına uğrayan bu gruptan 8 kişi şehit oldu. Bu hâdiseye Recî Vak’ası denir. Yine Necid Şeyhi Ebû Berâ’nın Medîne’ye gelip kendilerini irşâd için muallimler istemesi üzerine irşâd için, Ashâb-ı kirâmdan 70 kişilik bir grup gönderildi. Eshâb-ı Suffadan olan bu irşad heyeti Bir-i Mâûne denilen yere vardıklarında, Necidliler, verdikleri sözlere rağmen, ihânet ettiler. Üzerlerine gönderdikleri bir ordu ile bu yetmiş sahabenin hepsini şehit ettiler. Bu hâdise de Bi’r-i Mâûne Faciası adı ile bilinmektedir. [ fatih adak kurban ]